Sırbistan’da gündeme bomba gibi düşen bir video ve ses kaydına göre Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić”in devlet kaynaklarını kötüye kullanarak, hukuka aykırı olarak, bağımsız medya kurumları N1 ve Nova’yı kendi propagandasına (yönetim tarzına) tabi kılma yolunda ilk adımı attığı iddia edildi. Sırbistan’ın HalkTv’si Nova ve SozcuTv’si N1’in Vucic’i destekleyen havuza gireceği ve yönetimlerinin Vucic’i destekleyen holdinglere geçeceği konuşuluyor. Nova ve N1 içindeki kaynaklar da bu iddiaları doğrular nitelerde açıklamalar yapıyorlar.

Dün sosyal medyada paylaşılan ve United Group yöneticisi Sten Miller ile Telekom yöneticisi Vladimir Lucic arasında gerçekleşen, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić’in United Media yöneticisi Aleksandra Subotić’i görevden alıp N1’i zayıflatma arzusunu dile getirdiği görüşmenin kaydı gündemi sarstı. Aslında bunun beklenen bir durum olduğunu söyleyebiliriz, çünkü özellikle N1 ve Nova olmak üzere kısmen özgür diyebileceğimiz medyaya yönelik saldırının bir süredir devam ettiğini görüyorduk ve mevcut rejimin yani ülkenin cumhurbaşkanının, ne yazık ki, iktidardaki rejimin istek ve beklentilerinden bağımsız bir yayın politikası izleyen her türlü özgür ifade ve bağımsız televizyondan rahatsız olduğu açıktı. Elbetteki Rusya, Türkiye ve Sırbistan gibi otokrasilerde durum her zaman böyledir. Otokrasi, mutlak kontrolü altında olmayan hiç kimseye tahammül etmez. Ve uzun zamandır, bu iki televizyon Sırbıstan’daki iktidarı özellikle rahatsız ediyor.

2024 Kasım ayında Novi Sad Tren İstasyonundaki çökme sonucu 16 kişinin hayatını kaybetmesiyle başlayan süreç Sırbistan tarihine geçti. Yaklaşık 10 aydır ülkede kayıtlara geçmiş en az onbeş bin eylem yapılmış. 8-10 kişinin yolda oturarak trafiği dakikalarca kilitlemesinden tutun da üç yüz bini aşkın insanın başkent Belgrad’da 15 Mart ve 28 Haziran’da hayatı durdurmasına kadar binlerce eylem. Üniversite işgalleri, hatta liselerde eğitimin durmasına, günlerce süren ve ana artarlerde trafiği durduran oturma eylemlerine, RTS ve SNS binaları önündeki protestolara kadar binlerce eylem kayda geçti. Hükümet önce çok müdahil olmadı yaşananlara ancak medyada geniş yankı bulan protestolar dünya gündeminde sıklıkla yer almaya başlayınca ilk müdahaleler basına yönelik olarak gerçekleşti. Hükümet ve iktidara bağlı sermaye grupları medya gruplarını sıkıştırmaya başladı. Yayın politikalarına, haber içeriklerine müdahale arttı. Mayıs’tan beri birçok gazeteci, doğru/tarafsız haber yapmak için kurumlarından ayrıldı. Onların varlığı direniştekiler için büyük bir motivasyon oluyordu. Aynı akademisyenler ve öğrenciler gibi arkasında bir kurum ve maaş olmadan sadece gazetecilik meslek etiğine uygun davranan haberciler siyasi iktidar için tehlike arz ediyorlardı. Bu televizyonların kapatılması, Sırbistan’da yolsuzlukla ilgili haber yapan geleneksel medyanın sonu anlamına gelir ve bu korkunçtan da ötedir. Ancak gerçeği yaymak için her şeyini feda etmeye hazır insanlar olduğu sürece karanlık diye bir şey olmayacak. Bugün bunlardan çok var. Bağımsız gazeteciler, sınır tanımayan haberciler ve yurttaşlar. Sosyal Medya var en önemlisi. Artık video haberlere, haber fotoğraflarına en hızlı şekilde ulaşmamızı sağlayan soyal medya ve haberin yeni yüzü olan yurttaş gazeteciliği var.

Filistin’de canları pahasına gazetecilik yapan onurlu insanlar var. Türkiye’de, Rusya’da özgürlükleri pahasına gazetecilik yapan onurlu insanlar var. Sırbistan’da da onurlu insanlar, onurlu gazeteciler var. Faşizme karşı halkın habercileri hep olacak. Ve gerçekler mutlaka halka ulaşacak.