Sırbistan Devlet Başkanı Aleksandar Vučić son yıllarda neredeyse patolojik derecede halka, öğrencilere ve muhaliflere kötü davranıyor ve bunu sıklıkla tekrar ediyor. Tüm yüzeysel mantıksızlığına rağmen, kartel diktatörlüğünü bilinçli olarak uzatmaya çalışıyor.

Bu nedenle, pazarlama ve siyasi ekibiyle birlikte “Belgrad 2” planını tasarladı. Kendi çıkarları için er ya da geç olağanüstü parlamento seçimlerinin yapılmasını kabul etmek zorunda kalacağının farkında ve seçimlerin kendisi için avantajlı olmasını sağlayacak bir yol izliyor.

Her ne kadar protestoların dozajı periyodik olarak değişse de Vucic’in durmayacağı gayet açık. Sosyo-politik kriz, adil seçimler düzenlenirse elbette çözülebilir, ancak adil seçimlerde Vucic’in partisi SNS iktidarı kesinlikle kaybeder. Peki ya iktidara bağlı mafya “işgal ettiği mahalleyi” böyle kolay terk eder mi? Şimdiye kadar yaptıkları gibi yine seçimleri doğrudan hileyle kendi lehlerine yönlendirirlerse! Bunun yeniden gerçekleşmesi muhtemelen daha önce hiç yaşamadığımız türden bir halk hoşnutsuzluğu patlamasına neden olacaktır ve bu isyan barışçıl, çiçeklerle dolu bir 15 Mart gibi olmayabilir.

Vucic’i destekleyen sermaye ve karanlık yapıların Ağustos ayında ünlü Bokeljka malikanesinde düzenlediği bir dizi toplantıda, rejimin 2024’te Belgrad seçiminde yaşananların tekrarlanmasını sağlamak için elinden gelen her şeyi yapacağına karar verildi. Belgrad 2 diye adlandırılabilecek süreç şimdilik tamamen uydurma kamuoyu yoklamaları ve içi boş ekonomik tedbirlerle pazarlanıyor. Bu anketlere göre, üstelik azınlık ortakları olmadan, SNS ve SPS vatandaşların yarısından fazlasının desteğini alıyor. Vučić, sıradan bir insanın buna asla inanmayacağını gayet iyi biliyor. İktidar aparatı Informer gazetesi (Sabah, Akşam, Hurriyet muadili) editörü Dragan J. Vučićević bile açıklanan anket sonuçlarını görünce aptalca gülümsüyor. Zaten amaç birini böyle bir araştırmanın gerçekliğine inandırmak değil.

Ülke genelinde, iktidardaki kartelin seçimleri tekrar manipüle etmeyi planladığı veya uydurma halk iradesinden türetilen sahte meşruiyete başvurarak seçimleri uzun süre geciktirebileceği havası hakim. Gerçek böyle mi? Hayır, aksine prensipte seçimlerin gelecek yılın başında yapılmasına çoktan karar verildi. Birkaç yeni kurulmuş parti meclise girecek ve mafya-politik blok görünüşte çoğunluğa sahip olmayacak. Kısaca gerçek durum “öğrenci listesi”nden bir adım ötede, Meclis’e birkaç ek grup daha girince oy kullanan vatandaşların çoğunluğuna dayandırılarak, muhalifmiş gibi görünen bu yeni partilerin de içinde yer alacağı yeni bir SNS hükümeti kurmak için koalisyona mecbur bırakılacak Sırbistan.

On ayı geçen bir süredir üniversite öğrencilerinin liderliğinde eylemde olan çoğunluğu partisiz muhalefet ne yazık ki artık ivme kaybediyor. Eylemlerin ilk altı ayında toplumun çok önemli bir kısmını kucaklamış olmalarına rağmen sürecin gittikçe uzaması halkı karamsarlığa itiyor. Çok partili bir sistemde partisiz çoğunluk halk hareketine liderlik etse bile nihayetinde seçim günü geldiğinde bir lidere ve bir partiye oy atmak gerekiyor. Bu sebeple kitleler on ayı aşkın süredir devam eden eylemlerde somut veriler ve hedefe götürecek sembol isimler istiyor. Öğrenci hareketi mevcut durumu itibarıyla tek bir parti gibi liste çıkarabilir mi? Sanmıyorum. Çıkarsa da halk fire vermeden sandıkta tercihini o listeden yana yapar mı? Bunu da şu an için pek olasılık dahilinde görmüyorum.

Bugün Sırbistan’da 10 yılı aşkın süredir iktidar olanlar 10 ayı aşkın süredir eylemde olanlara karşı hala avantajlı görünüyorsa öğrenci bloğu büyük halk hareketlerinin de bir ideolojik söyleme ve sembolikte olsa bir lidere ihtiyacı olduğu gerçeği ile bir an önce yüzleşmek zorunda.