Geçiş hükümeti fikri kendi başına kötü bir fikir olmamakla birlikte, iki etken tarafından önemli ölçüde engellenmektedir: Öğrencilerin ve muhalefetin önemli bir bölümünün ilgisizliği ve iktidarın tutumu.
Muhalefetteki Stranka Slobode i Pravde (Özgürlük ve Adalet Partisi) SSP’nin başkan yardımcısı Marinika Tepić, seçim öncesi geçiş hükümetinin “seçim hırsızlığını ve aynı zamanda kan dökülmesini önlemenin tek çözümü” olduğu yönünde bir görüş ortaya koydu. Kısa sürede demokratik seçim koşullarının sağlanamayacağı ve bu koşulların parçası olacak muhalefetin teknik/geçiş hükümetine yönelmesi gerektiğini ifade etti. Sırbistan’daki durumu 10 yıldan uzun bir süre önce Kuzey Makedonya’da yaşanan durumla karşılaştırdı ve oradaki krizden çıkış modelinin burada da kullanılabileceği sonucunun akla yatkın olduğunu söyledi.

Tepić, Kuzey Makedonya’da seçim hırsızlığı nedeniyle Sırbistan’daki kadar kitlesel olmasa da yaklaşık iki yıl protestolar yaşandığını, rejimin muhalefetin tasfiyesi ve yolsuzluk konusundaki gizli görüşmelerini ve polisin vatandaşlara yönelik baskısının ifşa edildiğini hatırlatarak, krizden çıkmanın tek yolunun seçimler olduğunu tekrarladı. Ancak gerekli olanın mevcut haliyle hükümet kontrolünde yapılacak bir seçim değil, Vucic’in seçimleri ezme makinesine hücum ederek demokratik, adil ve güvenli bir seçim ortamının oluşturulması için geçiş dönemi kurulmasın ihtiyacının olduğunu belirtti.
Ancak, tanıdık görünse de, soru şu ki, bu senaryo Sırbistan'da mümkün mü? Çünkü Kuzey Makedonya'daki anlaşma ülkenin NATO'ya katılması için AB ve ABD'nin büyük baskısıyla sağlandı. Oradaki protestolar muhalefet tarafından yönetildi. Oysa Sırbistan'da muhalefetle, hele ki hükümetle asla işbirliği yapmak istemeyen öğrenciler sürecin hakimi ve en önemli aktörü.
Felsefe ve Sosyal Teori Enstitüsü’nde araştırma görevlisi olan Andrej Ševo, geçiş hükümeti fikrinin kendi başına kötü bir fikir olmadığını, ancak kamuoyuna yansımasının geçerliliğini tekrar sorgulatan iki faktör tarafından önemli ölçüde engellendiğini düşünüyor.
- Öğrenciler, muhalefetin önemli bir kısmı ve yetkililer arasında diyalog eksikliği. Bugün Sırbistan’daki siyasi koşullar ile on yıl önce Kuzey Makedonya’daki siyasi koşullar arasındaki farkın, Sırbistan’da Üsküp modeline dayalı bir geçiş hükümeti kurulmasının önündeki temel engel olduğunu düşünmüyorum, ancak siyasi açıdan en önemli aktörler arasındaki irade eksikliği var.
- Öğrenciler, kendi listeleriyle bir siyasi güç olarak bu fikre karşı çıktıklarını ortaya koyuyorlar. Olağanüstü parlamento seçimlerinin derhal yapılması talebinde bulunarak, yıllardır süren kötü seçim koşullarına rağmen zafere inandıklarını gösteriyorlar.
- Bu koşullarda dahi zafere inanan iyimser hava yetkililerin göstermelik diyalog davranışlarıyla, yani geçmişte seçimleri hafife alma uygulamalarına rağmen var. Geçiş hükümeti ve adil, güvenli seçim ortamı oluşturulması sürecini beklemek yerine acil bir seçim kararının toplumdaki coşkuyu arttırmak için de bir yol olduğunu düşünüyorlar. Bu yüzden süreci uzatacak her fikri ısrarla reddediyorlar. Sırbistan’daki koşulların, geçiş hükümeti lehine olmayabilir. Ayrıca, belirli bir model, mesela Makedonya modeli, bugüne kadar ortaya koydukları pratikle öğrenciler tarafından reddedildi.
Bence de SSP’nin muhalefetin geri kalanını ve ardından öğrencileri bir geçiş hükümetinin gerekliliğine ikna etme şansı çok düşük. Ancak, mucizevi bir şekilde gerçekleşse bile, eşitsiz koşullar altında seçim hırsızlığına dayanan yozlaşmış bir hükümeti, kendisini kesinlikle güçsüzleştirecek bir şeye ikna etmenin yolu hâlâ soru olarak duruyor. Daha da derinleşen bir toplumsal kriz koşullarında öğrenciler ve muhalefetin sinerjisinin, ilgili uluslararası aktörlerin desteğiyle, Vučić’i böyle bir taviz vermeye zorlaması mümkün, ancak bu daha ciddi bir siyasi değerlendirme gerektiriyor. İktidardaki SNS ve ortakları ile öğrenci protesto hareketi arasında büyük bir kutuplaşmanın olduğu net. Muhalefetin kendileri için hiç de hoş olmayan mevcut durumda kendini bir şekilde öğrenci hareketi karar mekanizması içinde konumlandırmaya çalıştığı açık. Muhalefet burada kendine aradığı yeri bulamıyor çünkü öğrenci hareketi buna müsaade etmiyor ve zorunlu olarak üçüncü bir aktör olarak kendini konumlandırmaya çalışıyor. Tarih yüksek kutuplaşma durumlarında üçüncü aktörlerin pek başarılı olamadığının onlarca örneği ile dolu. Bu sebeple mevcut yapısıyla Sırbistan’ın, muhalefetin geçiş veya teknik bir hükümet fikrinden ne elde edeceğinden emin değilim. Sırbistan’da olan bitenler seçimler ve seçim koşullarıyla ilgili değil, sandıktaki seçim koşulları dediğimiz şey bile tüm sorunun küçük bir parçası.
Yüksek kutuplaşma ortamında, böyle bir hükümete girerseniz, muhalefetin sahip olduğu az da olsa zedelenmiş güven ve itibarı bile çökertirsiniz. Muhalefet seçmenlerinin bile muhalefete olan güveninin yüksek olmadığını, çünkü kötü hamleler, verimsizlik ve parçalanma gördüklerini daha önce de biliyorduk… Öğrenci protestosu ve isyanı başladığından beri, bu güven daha da azaldı çünkü seçmenlerin takip edecekleri başka bir güç var: Öğrenci Hareketi. Muhalefet teknik ya da geçiş hükümeti önerisiyle Vučić ile bir tür diyaloga girerse, niyeti ne kadar iyi olursa olsun, halk bunu iktidarla bir anlaşma olarak algılayacaktır ve bence muhalefete olan güven sıfıra inecek ve mevcut durumu daha da zorlaştıracaktır.
Sırbistan’daki muhalefetin Kuzey Makedonya’daki duruma ilk kez değinmediğini hatırlatalım. SSP lideri ve dönemin Sırbistan İttifakı liderlerinden Dragan Đilas, 2019 yılında Makedon haber ajansı MIA’ya verdiği röportajda, Savez za Srbiju yani Sırbistan için İttifak Hareketi SZS’nin, Makedonya makamları ile muhalefet arasında 2015 yılında imzalanan Pržinsk Anlaşması’na benzer şekilde Sırbistan makamlarıyla bir anlaşmaya ihtiyaç duyduğunu söylemişti. 2020’de ise yapılacak seçimleri boykot edeceğini duyurmuştu.
