Fenerbahçe Kurucusu Ziya (Nurizade) Songülen’in hayatından kesitler.

Anne Tarafı:
-Halil Rıfat Paşa (Damat/Kaptan Paşa) ile Padişah II. Mahmut’un kızı
-İki çocukları oluyor. Ayşe Sıdıkka ve Mahmut Celalettin Paşa
-Ayşe Sıdıkka ile Şuray-ı Devlet Başkanlığı, İstanbul Şehreminisi,
Adliye Nazırlığı ve Hariciye Nazırlığı vazifelerinde bulunan
SERVER PAŞA (1821-1886) evleniyor.
-Üç çocukları oluyor: Ayşe – Azize – Fatma
Baba Tarafı:
-Londra Sefiri Nuri Bey’in oğlu Şuray-ı Devlet Başkanlığı, Urfa Valiliği, Edirne Valiliği, Hariciye Nazırlığı vazifelerinde bulunan ASIM
PAŞA ile Abdullah Efendinin (Kafkas) kızı Fatma Bergis evleniyorlar.
-Üç çocukları oluyor: Pakize – Fitnat – Suad
Ziya Nurizade Songülen Doğuyor:
-Suad Bey ile Azize Hanım evleniyorlar.
-Üç çocukları oluyor: Fahire – Ziya – Mahmut
Ailenin Devamı:
-Ziya Bey (Ziya Nurizade Songülen) Alman asıllı Erna Valentine
Meyer ile evleniyor.
Üç çocukları oluyor: Azize – Güzel – A.Server
– 2 –
Ziya Bey 1886 yılında İstanbul’da dünyaya geliyor. Köklü bir Osmanlı ailesinin üyesi. Aile ileri görüşlü, modern ve eğitimli. Halil Rıfat Paşa’dan başlayarak, Server Paşa, Asım Paşa ve babası Suad Bey; sadrazamlık, Kaptan Paşalık, Valilik, Şuray-ı Devlet Başkanlığı, Şehreminilik, Adliye Nazırlığı, Hariciye Nazırlığı, Büyükelçilik gibi devlet vazifelerinde bulunuyorlar. Ağırlık Hariciye Nazırlığı ve devleti yurt dışında temsil etme görevlerinde.
Suad Bey ve Azize Hanım kendi aile büyüklerinden gördükleri gelenekle, oğulları Ziya’nın çok iyi eğitim almasını sağlıyorlar. Okul çağına kadar hem Osmanlı terbiyesi alan, hem de İngiliz mürebbiyelerle yetişip Avrupai terbiye alan Ziya Bey, St.Joseph Fransız Lisesinde eğitimine devam ediyor. Burayı bitirdikten sonra yüksek tahsil için İngiltere’ye gidiyor.
İstanbul’a dönüşünde; İngilizce ve Fransızcaya hâkim olması, saraya yakın köklü bir Osmanlı Ailesinden olması, ailenin yurt içi ve dışında geniş diplomatik ve dost çevresine sahip olması ve iyi eğitimi nedeni ile Düyun-u Umumiye de vazife alıyor.
Ziya Bey açık renk saçlı, mavi gözlü, oldukça uzun boyu (1.95-2.00) ve iri yapısı dolayısıyla, arkadaşları arasında “Fil Ziya” diye anılıyor. (Muhtemelen St. Joseph’de takılan bir lakap)
Dostları arasında sevilen, iyi yetişmiş, mali olanakları oldukça iyi bir genç olan Ziya, İngiltere’de gelişmiş olan spor sevgisini, arkadaşları
Ayetullah Bey ve Necip Bey ile futbol takımı kurarak pekiştirmek istiyor. Bu işe giriştiklerinde: Ziya Bey: 21 Ayetullah Bey:19 Necip Bey: 16-17 yaşındalar.
Kulübün kurulduğu yıllar, hafiye takiplerinin yapıldığı, sürgün ve hapse atılma tehlikesinin olduğu seneler. Üç arkadaş her türlü zorluğu ve tehlikeyi göze alarak takımı kuruyorlar. (NOT: Ziya Bey’in anneannesinin kardeşinin Mahmut Celalettin Paşa ve onun oğlunun Prens Sabahattin olduğu düşünülürse, bu takımın kuruluşundaki ekstra zorluklar anlaşılabilir. Ailenin bu kanadı 1924 yılında, Osmanlı Hanedanının diğer üyeleriyle birlikte sınır dışı edilmiştir.)
Kuruluş sırasında tüm ihtiyaçları Ziya Bey şahsen karşılıyor. Formalar, ayakkabılar, top ve gereken her şey Ziya Bey tarafından İngiltere’de yaptırılıp getirtiliyor. Rahat antrenman yapılabilinmesi için, Papazın Çayırı denen yer yine Ziya Bey tarafından kiralanıyor. (NOT: Bu yer şimdiki Ş.Saraçoğlu Stadının olduğu yer… Satın mı alınıyor, kiralanıyor mu emin degilim? Evde büyükler bu olayı anlatırken 20 veya 200 Reşat Altını gibi bir rakamdan bahsederlerdi. Bu konuşmalardan 2 ve 0’lı bir sayı olduğunu hatırlıyorum, ama tek sıfır mı, iki sıfır mı anımsayamıyorum).
Ankara sonrası yaşam İstanbul’da, Boğaziçi’nin Anadolu yakasında Kandillideki Server Paşa Köşkünde sürüyor.
– 5 –
Kurtuluş Savaşı sırasında, 1921 Şubat ayında TBMM Hükümeti Bekir Sami Bey Heyeti ile Londra’ya giden Ziya Bey, Lozan konferansına da katılmıştır. (NOT: Bu tarihler, Ziya Bey’in Ankara’da Atatürk ile ortak çalışma yaptığı tarihler. Lozan’a katılıp katılmadığını bilmiyorum, ama tarih ve zamana bakılırsa ve de babası Suat Bey son Osmanlı hariciyecilerinden olduğu göz önüne alınırsa, olası gibi duruyor.)
Bir Osmanlı olarak doğmuş, Atatürk’le dostluk etmiş, Cumhuriyetin kuruluşuna destek vermiş ve kuruluşuna şahit olmuştur. O devirde bu işlere vermiş olduğu desteği maalesef belgeleyemiyoruz. Bu tür konularla ilgili olabilecek evraklar, Atatürk ile olan yazışmalar, Ziya Bey’in ölümüyle ekonomik krize giren ailenin elinden, çocuklarının eğitiminin devlet tarafından sağlanacağı gerekçesiyle, Celal Bayar Hükümeti tarafından alınmış ve bir daha geri verilmemiştir. (NOT: Verilen eğitim sözü de tutulmamıştır.)Ziya Bey felç geçirince, bir sene kadar İstanbul Alman Hastanesinde yatıyor. Yapılabilecek hiç bir şey kalmayınca, Kandillideki, kendi zevkine göre bir İngiliz mimara yaptırdığı, Server Paşa Köşküne, çıkıyor. 1936 yılının Ağustos ayında vefat ediyor ve Bebek Aşiyan tepesindeki geniş bir alana yan yana yapılmış mermerden 2 ev şeklindeki, kapak açılarak merdivenle kabirlerin olduğu bölüme inilen, aile mezarına gömülüyor.
Yıllar sonra torunları olduğu bir dönemde, Erna kabristanı ziyaret ettiğinde, mezarların yerinde olmadığını görüp, ciddi bir kriz geçiriyor. Ailenin itirazlarıyla, izinsiz olarak, sahiplerine haber
Verilmeden yıkılan mezarlar için, devlet tarafından yine Aşiyan’da çok daha ufak bir yer gösteriliyor ve Ziya Songülen’in mezarı buraya, şimdiki yerine, naklediliyor.
Ziya Songülen’in babası Suat Bey oğlundan sonra vefat ediyor. Suad Bey’in son yıllarını geçirmiş olduğu Heybeliada daki köşk, ölümünden sonra İnönü Ailesine satılıyor.
Erna, çok sevgili Ziyasının yanına gömülebilmek için, kocasının vefatından sonra din ve vatandaşlık değiştiriyor, Esma adını alıyor. Çok eski ve köklü bir Osmanlı Ailesine gelin gelmesine rağmen, kimsenin kendisinden böyle bir talepte bulunmamış olması, hiçbir baskı görmemiş olması, o devirde bile ailenin açık fikirliliğini ve çağdaşlığını gösteriyor.
Nurizade diye bilinen Ziya Bey, soyadı kanunu çıktığında, herkesin “Zade” li soyadları almasına tepki olarak “SONGÜLEN” soyadını seçmiştir.
FB Kurucusu Ziya Nurizade Songülen’in hayatından kesitler.
Torunu: Nazan Songülen Karakaş
04.04.2008
Birileri gelsin, tarih nasıl yazılıp, çizilir, öğrensin.
muhteşem bir yazı, içerik enfes. tarihimizde hiç duymadığımız, hiç bilmediğimiz bir çok bilgi var. ilk başkanımızı ilk kez tanıyoruz.
Harika… Bu ismin içini de o kadar boşaltmışız ki, hani sorsalar Fenerbahçenizin kurucusu kim diye, pat diye söyleriz ama; peki o kim deseler, hiçbir şey bilmiyoruz… Geçmişten isimleri, geleceğe miras bırakmak çok kutsal bir şeydir bana kalırsa… Ellerine sağlık abi…
Ziya Songülen kimdir? cevabım : Fenerbahçemizin 3 kurucusundan biri ve ilk başkanı… Eee başka??O kadar…Teşekkürler koskorcuk. Yılın sonunda yıllara değer bir katkı oldu bu.Ben de kurucularımızın aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.oBüS
tarih budur. tebrikler abi. emeğin için tebrikler.
Benim adım Can Timur, Koskoca Ziya Songülen’nin Akrabalarım…Onun erkek Kardeş Mahmut, Benim rahmetli Dedem Babası…
Mahmut ile Habibe evleniyorlar ve iki çocukları oluyor:
Hasan – Şaban (Dedem)
ne demek istediğini anlayamadım. Tekrar yazar mısın?