CNN Hepimize Yeter
Kanadalı iletişim kuramcısı Marshall McLuhan, internetin henüz icat edilmediği zamanlarda yaşasa da, yazılı ve görsel basının kitleleri manipüle etmede ne kadar mahir olabildiğine, televizyonun kitlelerin yeni afyonu haline geldiğine yakından tanıklık etti.
“Araç iletidir” koyutuyla* (postülası**) klasik iletişim sistemi anlayışına egemen olan “içeriğin” yerini “biçim”in aldığına vurgu yaptı McLuhan. Bu durumda genel olarak teknik, aktardığı iletiyi de şekillendirmiş olmaktadır. Dolayısıyla bir iletinin ne olduğundan ziyade ne türden bir teknikle ya da araçla aktarıldığı konusu ilk öneme ve role sahip olmaktadır diyebiliriz.
Bugünün dünyasında internet teknolojisinin gelişip yaygınlaşmasıyla kitle iletişim teknolojileri siyasal yapıyı düzenlemek, değiştirmek için de kullanılabilmektedir. Siyasal yaşamdaki dönüşüm üzerine önemli analizler sunan kitabı Yaradanımız Medya’da siyasetin hala “bugünün sorunlarına dünün yanıtları ile cevap vermekte ısrar ettiğine” vurgu yapılmaktadır. Tam olarak fark edilmeyen yol ve yöntemlerle yeni bir siyaset biçiminin oluştuğu üzerinde durulan kitapta oturma odalarının seçim sandıklarına dönüştüğü üzerinde durulmaktadır. Artık “özgürlük yürüyüşlerine savaşa, devrimlere, çevre kirliliğine, başka birçok olaya” (McLuhan ve Fiore, 2019, s. 22) televizyon
aracılığıyla katılım söz konusudur. Elektronik enformasyon medyası herkesi bir araya getirmekte, herkesi konunun içine almaktadır. Ayrıksı kalabilmek ayrı bir çevreye girebilmek artık mümkün değildir (McLuhan ve Fiore, 2019, s. 52). Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte bu fikrin daha da önem kazandığını söylemek mümkündür. Artık tüm toplumsal ve siyasal konulara sosyal medya aracılığıyla
katılım söz konusu olabilmektedir. Ancak bu durumun özellikle demokrasi ve özgürlük açısından gerçek ve sanal katılım tartışmalarını artırdığını söylemek mümkündür.
Okuryazarlık üzerine analizlerin sunulduğu kitapta Sokrates’in Phaidros’a söylediği şu cümleler yer almaktadır (McLuhan ve Fiore, 2019, s. 113): “Alfabenin bulunması öğrencilerin zihninde ve ruhunda unutkanlığa neden olacaktır: Çünkü belleğini ve anılarını kullanamayacak kendi dışındaki yazılı karakterlere güvenecek kendisini hatırlamayacaktır. Siz öğrencilere gerçek olanı değil, yalnızca gerçeğin benzerini verebiliyorsunuz; birçok şeyin kahramanları olacaklar, ama hiçbir şeyi bilmeyecekler; allame gibi görünecekler, ama çoğu hiçbir bilgiye sahip olmayacak.”
Bugün 11 Temmuz, Yugoslavya dağılırken iç savaşta, 1995 yılında Srebrenica’da 8372 Bosnalı’nın katledildiği soykırımın yıldönümü. Mayıs ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 193 üye ülkenin sadece 84’ünün (Bosna dahil) oylarıyla kabul edilen 11 Temmuz Srebrenitsa Soykırımını ve Kurbanlarını Anma Günü. Oylanarak kabul edilen tasarı her ne kadar Bosna Müslüman Toplumu temsilcilerinin sunduğu bir bildirge olsa da aslında ABD ve Avrupa Birliği Ülkelerinin çoğunun desteği ve teşvikiyle gündeme gelmişti. Soykırım yaşanırken üç maymunu oynayan Batı dünyası 29 yıl sonra lütfedip Soykırımı ve Kurbanlarını anma gününü oyladı. ABD ve Avrupa Birliği’nin lokomotif ülkelerinin politik hesaplarına uygun olmasa bu tasarı yıllarca oylanmaz beklerdi.
Amerika dışında bir durum ABD çıkarına uygun olunca CNN’in de çıkarına uygun oluyor haliyle. CNN, dünya medya devi. Irak savaşı, İran meselesi, Arap Baharı, Suriye iç savaşı, Arap Baharı, Filistin, Yugoslavya, Kosova, Ukrayna’da ne kadar tarafsız ve dürüst habercilik yaptıkları hepimizin malumu olan Cable News Network (CNN). İşte o medya devi CNN’in Sırbistan’da faaliyet gösteren N1Srbija ve Bosna’da faal olan N1BiH kanalları var. Bu kanallara ait, çok iyi bir şekilde idare edilen Instagram hesapları da mevcut. İşte bu hesaplardan N1BiH gün boyu Srebrenica anmalarına ilişkin görseller paylaşırken N1Srbija ise Srebrenica hiç olmamış gibi davrandı. Ne kadar bilindik ve yadırgamadığımız bir durum öyle değil mi? Aslında CNN’in N1’leri, insanlığın bir turnusolüydü bugün. Kendi ırkına yapılmamış soykırımı anmayan, görmeyen ırklar gibi. Anma mesajları, açıklamalar ve görseller paylaşması maddi ve siyasi bir ranta endeksli siyasal İslamcılar gibi. Anılacak ve anılmayacak soykırımları ayıran solcular gibi. Her soykırımın faali faşistler gibi.
CNN’in Sırbistan N1’i Sırpların, Bosna N1’i ise Boşnakların yankı odalarında gösterime giren diziler gibiydi bugün de. Aslında ne soykırımda katledilen ne de soykırımdan dolayı suçlanan umurundaydı CNN’in. Onlar mevcudiyetlerini sorunsuz sürdürmek ve nabza göre şerbet vermek konusunda uzmandılar. Uzmanlıklarını yine sergilediler. Boşnakları da Sırpları da yankı odalarından çıkıp etrafa bakmaktan alıkoydular yine. Bunu da Instagram’ı kullanarak yaptılar. Yaradanımız Medya hiç sapmadan bugün de çalıştı çok şükür. Marshall McLuhan’ın kitapları bugün yine sayfa sayfa geçti gözlerimizin önünden. Küresel köyde bugün bir medya (araç) bizim algımızı şekillendirirdi ve yeniden şekillendirmek için yarını beklemeye koyuldu.
McLuhan’ın kuramına, eserlerine atıfta bulunarak makale yazmak isteyen herkese sınırsız konu başlığı sunan bir medya devidir CNN. Akademik çalışma yapacaksanız dört mevsim meyve veren CNN hepimize yeter.