Alen Markaryan… O Bir Ruhbilimci!

Kitap Fuarı’nın üçüncü gününde Marmara Salonu’nda Çizmeli Kedi Yayınları’nın düzenlediği panel vardı.

Konusu ilginç : Quaresma ve Yeni Beşiktaşlılık Ruhu..! Bu Beşiktaşlılık ruhu borsa gibi, yükselir, alçalır, halka açılır, denetim kurullarınca denetlenir, paraya çevrilir, bazen para etmez, bazen para satın alamaz, bazen ise parayla satın alan sayesinde şekil değiştirir. Yani ilginç bir şey bu Beşiktalılık ruhu. Beşiktaşlılık duruşundan daha tutarlı olduğu konusunda çeşitli varsayımlar var…

Alen Markaryan, Beşiktaş amiggosu, bir kitap yazmış. Birisinin telkini ile yazmış. O birisi ‘Çizmeli Kedi Yayınları”nın sahibiymiş. Fuar Merkezindekilerin ve haliyle salondakilerin 85% si ilköğretim çağında olan bebelerden oluştuğundan panel hedef kitlesinden pek ilgi görmedi. Tabi hedef kitlesi neydi onu bilmiyor olabilirim! Salondaki bebeler ve onları fuara getiren öğretmenleri “Quaresma” panele katılmadığı için olaydan tamamen kopuktular, ki olay neydi tam bilen yoktu konuşmalar başlayana kadar. Yirmi kadar genç ise Alen abilerine destek, Metin-Ali-Feyyaz üçlüsünü görmek ve ufak ihtimal Quaresma ile fotoğraf çektirebilmek için oradaydılar. Ben fazla kalmadım içeride. Açıkcası salona girene kadar böyle bir kitap çıktığından ve yazarının Alen olduğundan da haberim yoktu. Metin-Ali-Feyyaz daha çok ilgimi çekmişti. Ancak ben oradayken sadece ‘Sarı Fırtına’ Metin Tekin gelmişti. Bizim nesil için çok önemli isimlerdi Metin-Ali-Feyyaz… Çok çektik kendilerinden ama çok sevdik, en azından ben çok severdim. Sırf üçünü bir arada görebilirim, onlara soru sorarım, Feyyaz’ın espiri dolu konuşmalarını dinlerim diye salona girmiştim. Quaresma yok diye Beşiktaşlılar ufaktan uzadılar yaşı büyükler dışında, Feyyaz-Ali yok diye biraz Metin’i dinledim ve çıktım. Portekizlinin gelişinden esinlenen kitap evi sahibinin Alen’i etkilemesi ve sonrasında ortaya çıkan kitap için sadece okuduktan sonra belki bir yorumum olabilir. Seversiniz, sevmezsiniz ama Alen farklı birisi, ya da farklı olabilmek için çok çabalıyor. Endüstriyel futbol, tribünlerin durumu, kulüp başkanları konusundaki yorumları güzeldi. En azından yazılar yazıyor, konuşuyor, kitap yazıyor. Sefa abimiz ve Sebo reisin kitap yazdıklarını düşündüm bir ara… Gülümsedim… Pepe Metin’in tribün hayatını anlatan kitap bitmek üzereymiş. Edebiyat iyidir. Kitap güzeldir. Kalıcı olmanın en güzel yollarından birisidir. Metin-Ali-Feyyaz ruhu ilk ortaya çıktığı gün nasılsa öyledir. Yeni Beşiktaşlılık ruhu için önce eskisini okumak lazım. Alen Markaryan’a birisi telkinde bulunsa eski ruhu yazsa. Asi ruh, yeni ruh, eski ruh… Ruhunuza El-Fatiha’ya kadar gider bu yayıncılık… Peki yazar tribüncü kardeşimiz Alen, biz üç yüz kişi geldiğimizde siz neredeydiniz? Ruh mu çağırıyordunuz?