İlkini kışın yaptığım için biraz zorlu geçen Kars yolculuğumun ikincisini nihayet gerçekleştirdim. 2010 Yılında Ocak ayında karlar altında Doğu Ekspresi ile 37 saat süren Haydarpaşa-Kars tren yolculuğunda geri dönüşte uçakla seyahati seçmiştim. İlk seyahatin amacı trene yerleştirdiğimiz iki dış kamera ile belgeselde kullanılmak üzere yolu çekmekti. Bu seyahat ise tamamen keyfi.

Bu sefer sonbahara getirdim yolculuğu ve gidiş dönüş toplam 72 saat süren ikinci Haydarpaşa-Kars tren yolculuğunu (nihayet!) tamamladım. Bu seyahatin bir amacı ilk gezide Kars sokaklarında tanıştığımız küçük kardeşlerime verdiğim sözü tutmaktı. 11 ve 12 yaşında iki arkadaş bana rehberlik yapmış Kars Kalesini, Kars Çayı kıyısını gezdirmişlerdi. Onlara İstanbul’dan ne istediklerini sorduğumda küçük olan Beşiktaş forması istemişti. Büyük olana sorduğumda ise ben Fenerbahçe forması isterim ama olmaz çünkü kardeşim var. Onda olmayan bir şey giyemem demişti. Onlara üç forma ile geri dönmüştüm. Üç forma da futbolcularca imzalanmıştı.

Haydarpaşa Garında başlayan Kars Garında son bulan yolculuğum bu sefer 33 saat sürmüştü. Giderken kalacak otel ayarlamamıştım bu kez (ilkinde Kars Otel). Kayseri Garından trene binen ve Kars’ta üniversitede okuyan gençlerle tanıştım seyahat sırasında. Onlar “Abi mutlaka bizde kal. Boşver oteli” dediler. İyi ki kabul etmişim davetlerini. Zira Kars’a gece 01.00’de ulaşınca buz gibi havada elde bavul, sırtta çanta otel aramak büyük eziyet olacaktı. Harika gençlerdi. Müthiş ev sahipliği yaptılar. Gece yarısı öğrenci evi geleneği menemen yapıp çay demlediler. Dünyanın hiçbir oteli o saatte o soğukta 33 saat tren yolculuğu sonrası bu sıcak ortamı ve konforu sunamazdı. Ev sahipliği yapan öğrenci kardeşlerimin hepsine bir kez daha saygıyla sevgilerimi yolluyorum.

Haydarpaşa Garından başlayan yolculukta, öğrencilikten kalma Ankara yataklı tren tecrübelerimizle yataklı vagonda yerimizi aldık. Dörtlü kuşetli değil ikili yataklı! Hani buzdolabı, lavabosu olan lüks mevki! Odaya yerleşip çantaları koltuklara fırlatıp soluğu hemen lokantada alıyorum. Güzel bir yemek yedikten sonra üstüne iki bira içip odama gidiyorum. Tren boş sayılır. Ankara’ya gidecek olanları saymazsak 75% boş denilebilir. Genelde Ankara sonrası doluyor zaten. Odalar sıcak ve yatak açıldığında konforlu. Yataklar kapalıyken koltuk kısmı sert ve rahatsız. Kitap oku, müzik dinle, bol bol uyu. İstersen koridor sonunda duş alabileceğin kabin var. Yanına bir şişe çamaşır suyu alıp duş alınan kabinin zeminini bolca, duvarlarını hafiften çamaşır suyu ile akıt. Al sana mis gibi ortam. İlk bindiğinizde zaten temiz ancak içiniz rahat etsin diyorsanız çamaşır suyu ile 3-4 dakikalık temizlik ve 5 dakikalık havalandırma sonrası nefis bir duş kabininiz var. Tuvalette kullanmak için yanınızda mutlaka kağıt havlu ve mini boy alkollü el dezenfektanı alın. Sadece ilk binişte temiz olan tuvaleti gönül rahatlığı ile kullanmak için, klozet oturağı temizlemede ve kapı kolları hijyeninde, mutlaka yardımına başvuracağınız olmazsa olmaz iki kurtarıcıdır bunlar. Alaturka olan tuvaleti kullanabilirim derseniz hareket halinde sürekli sallanan trende size başarılar diliyorum.

Lokanta güzeldir. Kalabalıkken yemek olayına girmeyin, biraz geç gelir ve iyi pişmemiş olabilir. Lokanta vagonu boşken sipariş vereceğiniz köfte ve pirzola nefis gelir. Bira ve rakı yanında taze kuru yemiş ve mezeler… İyidir yani tren lokantası. Ankara sonrası çok fazla durur ve rötarlar başlar. Bu kısımlarda uzun molalar olur.
Dönüşte Sivas’ta lokomotif değişimi için ve Kayseri’de yük treninin geçişi için toplam 5 saat bekledik. Dönüşü yine uçakla yapmadığım için pişman olmadım desem yalan olur.
Garların büfelerinden ihtiyaçlarınızı temin edebilirsiniz. Yolculuk çok uzun ve zaman zaman çok güzeldir. Erzincan sonrası trene silahlı korucular biner. Kars’a kadar trenin en önünde ve en arkasında bu silahlı korucular nöbet tutarlar. İlk gördüğümde şaşırmıştım ancak rutinmiş. İhbar olsun olmasın güvenlik amacıyla biniyorlarmış.
Kars hakikaten güzel bir şehir. Özellikle Kale, Üniversitenin Kars Çayı Kıyısındaki kampüsü, Konservatuar, Ucube diye ünlenen anıt, Eski Valilik ve Belediye Binaları, Ruslardan kalan binalar çok güzeller. Yemek konusunda mükemmel mekanlar var. Şehir merkezi dışındaki yerler için araç kiralamanız en mantıklısı.
Tren yolculuğu çok uzun, o yol çekilmez derseniz bile en azından gidiş veya dönüşü trenle yapmanızı öneririm. Ben trenle yolculuk kısmının bazı detaylarını aklınızda bulunsun diye yazdım. Kars yazısı yazmıyorum 😉 Gidip gezin. Ufak bir şehir zaten. Orayı gez, buraya gitme denilecek yer yok.