8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
Balkan Hikayeleri sitesi (BalkanStories) Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle, birden fazla şekilde yazan bir kadını hatırlamak istiyor. Her ne kadar başarıları halk tarafından yavaş yavaş unutulmaya yüz tutmuş olsa da, o bugün bile sanatsal çalışmalara ilham vermeye devam ediyor: Yugoslavya’nın ilk kadın generali Roza Papo(1).

Muzej Jugoslavije’de Roza Papo’ya dikkatimi çeken belki de garip bir hatıra.
Tito’nun partizanlarıyla birlikte Yugoslavya’nın faşist işgalden kurtulması için savaştığı dönemden kalma hizmet tabancası bir vitrinde duruyor.
Roza Papo ismini daha önce hiç duymamıştım.

Ben Švabo
Avusturya’da bize Tito’nun partizanlarının mücadelesi, Nazilerin ve Ustaša’nın katliamları hakkında hiçbir şey öğretmediler.
Wehrmacht ve SS’teki Avusturyalıların vahşette başrol oynadıkları gerçeği hakkında hiçbir şey yok.
Bildiklerimi eski Yugoslavya’ya yaptığım seyahatlerde ve son yıllarda okuduğum kitaplardan öğrendim.
Roza Papo 20. yüzyılın yüzü olabilir
Bu sergiye baktığımda, tarihin pek çok parçasının burada bir araya geldiğini fark ediyorum.
Hikayenin önemini ancak araştırmam sırasında tek tek parçalardan ortaya çıkan hikayelerden öğreniyorum.
Roza Papo, tüm trajedisi ve tüm umuduyla 20. yüzyılın yüzü olabilir.
Papo muhtemelen Saraybosna’nın en önde gelen Yahudi ailesidir.
Bosna’nın Shoah’dan önceki başkentini Papos olmadan düşünemezsiniz.
Memleketlerine kaç doktor ve eczacı verdiler.
Üniversiteler kadınları da kabul edince bu aile kadın doktorlar da yetiştirdi.
Roza Papo muhtemelen ilklerden biriydi.
Cebinde Zagreb’den aldığı tıp diplomasıyla, seyrek kaynaklardan anlaşılabileceği gibi, yoksullar için doktor olarak çalıştı.

Roza at sırtında, çantasında aletleri ve ilaçlarıyla köy köy dolaşarak sosyal sigorta programı için hastaları tedavi ediyordu.
Soru şuydu: saklanmak mı, savaşmak mı?
1941’de Wehrmacht Yugoslavya’yı işgal etti, ülkeyi parçaladı ve Hırvatistan’ın büyük bir bölümünde, Sırbistan’ın küçük bir bölümünde ve özellikle de Bosna’nın tamamında sözde Hırvatistan Bağımsız Devleti (NDH) olan Ustaša’nın kukla rejimini kurdu.
Roza saklanmak ya da savaşmak seçenekleriyle karşı karşıya kaldı.
Partizanlara katıldı.

Önce yeraltından bir doktor ve destekçi olarak, Aralık 1941’den itibaren resmi olarak üye olarak.
Genç yaşına rağmen adanmışlığı ve üstün tıbbi becerileriyle kısa sürede görev üstüne görev üstlendi.
Altıncı Doğu Bosna Tugayı’nın sağlık subayı olarak sadece kendisi birçok yaralının hayatını kurtarmakla kalmadı.
Eldeki yetersiz tıbbi ekipmanı etkili askeri hastaneler ve geçici hastaneler şeklinde organize etti ve mümkün olduğunca çok sayıda partizanı temel tıbbi prosedürler konusunda eğitti.
Adanmışlığı ve becerileri göze çarpıyordu.

Roza, 1943 yılında 17. Doğu Bosna Tümeni’nin sağlık ekibinin başına geçti ve kısa bir süre sonra doğrudan Tito’ya bağlı olarak 2. Partizan Ordusu’nun başhekimi oldu.
Savaşın sonunda binbaşıydı.
O zamanlar kaç hayat kurtardı ya da kurtarılmasına yardımcı oldu?
Temsilci ve olağanüstü
O dönemde pek çok açıdan olağanüstü bir hikaye.
Henüz 30 yaşında bile olmayan Yahudi bir kadın, partizanların baş kurtarıcısı olur.
Burada tarihin ne kadar çok kolunun birleştiğini görebilirsiniz.
O zamanlar 100.000 kadın silahlı partizan birliklerinde savaşıyordu.
Yaklaşık her dört kişiden biri düştü.
Sadece Sovyetler Birliği’nde kadınlar cephede benzer ölçüde savaşmıştır.
İki milyon kadın şu ya da bu şekilde Ulusal Kurtuluş Programı’nda (NOP) aktif olarak yer almış ve Yugoslavya’nın kurtuluşu için cephe gerisinde önemli çalışmalar yapmıştır.
(Daha fazlasını BURADA görebilirsiniz.)
3.000 Yahudi partizanlarla birlikte savaştı – ortalamanın üzerinde bir oran.
(Daha fazlası için BURAYA bakınız.)
Tahminlere göre sadece Yugoslavya’da 700.000 ila 750.000 arasında Sırp, Roman ve Yahudi toplama kamplarında Nazi soykırımına kurban gitmiştir.
Hırvat Nazi oluşumu faşist Ustašalar, SS ve Wehrmacht, Yugoslavya’daki 83.000 Yahudi’nin 66.000’ini öldürdü.
Roza’nın tüm yakın ailesi soykırıma kurban gidenler arasındaydı.
1945’te Sarajevo’ya döndüğünde kimsesi yoktu.
Roza Papo hem direnişçi kadınları hem de soykırım kurbanlarının ailelerini temsil ediyor. Ve çok daha fazlasını. Ne yazık ki üzücü bir anlamda da.
Yugoslavya’nın ilk kadın generali olma yolunda yükselişi
Memleketinde, yani Bosna’da hiçbir akrabası kalmadığı için Belgrad’a taşındı.
Kendi ailesi olmadığı için, 1984 tarihli bir ölüm ilanında belirtildiği gibi, artık Yugoslav Halk Ordusu (JNA) ailesi haline gelmiş ve direnişteki partizanlar ve partizanların aileleri kardeşleri olmuştu.
Belki de bu Tito’nun ölümünden dört yıl sonra Yeni Yugoslavya’nın kuruluş tarihini canlı tutmak için Roza’yı kullanma girişimiydi.
Ne yazık ki bu soruya cevap verebilecek kimse yok.
Roza Papo, İkinci Dünya Svaşı sonrası anavatanının yani Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nin düzenli ordusunda en önemli sağlık görevlisi oldu.
Önce albaylığa terfi etti ve ardından Askeri Tıp Fakültesi’nde dersler verdi.
Ayrıca Tıp Fakültesi’nde çok sayıda araştırma projesinde yer almıştır. Bulaşıcı hastalıklar konusunda uzmandı ve aynı zamanda bu uzmanlık alanında profesördü. Roza’nın katkılarının da belgeleştirildiği ‘Bakteriyel dizanteriye karşı aşılama’ konusunda 1965 yılında DSÖ tarafından yayınlanan bu çalışmaya internet üzerinden ulaşabilirsiniz.
1969 yılında JNA’nın Askeri Tıp Komisyonu başkanı oldu.
O yıl aynı zamanda bir trajediyi de beraberinde getirdi. O yıl oğlunu kaybetti.
1973’te Roza Papo general olarak atandı – Yugoslavya’da general rütbesine sahip ilk kadın ve dünyada da ilklerden biri.
Örneğin ABD ordusunda ilk kadın binbaşılar 1970 yılında atanmıştır.
İsrail’in ilk kadın generali Amira Dotan ancak 1986 yılında göreve başlamıştır. İsrail’de kadınların on yıllardır askere alındığı ve İsrail silahlı kuvvetlerinin on yıllardır kadınları aktif savaş rollerine ve özel birimlere entegre ettiği düşünüldüğünde bu şaşırtıcı derecede geç bir tarihtir.
Dolayısıyla Roza Papo sadece dünyada general rütbesine sahip ilk kadınlardan biri değil, aynı zamanda general olarak görev yapan ilk Yahudi kadındı.
(1) – Roza Papo, Bosnalı bir Yahudi doktor ve Yugoslav Halk Ordusu’nun generaliydi. Balkanlarda general rütbesine yükselen ilk kadındı. Zagreb Tıp Fakültesi mezunu Yugoslav Partizanlarının bir üyesiydi.
CHRISBAUMGARTEN tarafından yazılan bu yazının tamamı ve orijinal hali için: